Kıl Payı Gerçek!

Kıl Payı Gerçek!

“Jilet ile tıraş olma, sonra tüylerin daha kalın, daha koyu çıkar” cümlesini muhtemelen sen de defalarca duymuşsundur. Anneler, teyzeler, arkadaşlar… Herkes bu bilgiye öyle bir inanır ki, sanki bilimsel bir gerçekmiş gibi kuşaktan kuşağa aktarılır.

Gerçekte tıraş olmak, tüylerin köklerini, yapısını, rengini ya da sayısını hiçbir şekilde değiştirmez. Bunun nedeni oldukça basit: Tıraş, yalnızca tüyün cilt yüzeyinin hemen üstünden kesilmesini sağlar. Normalde ucu sivrileşmiş, daha ince hale gelmiş olan tüy, tıraş bıçağıyla küt biçimde kesildiği için yeniden uzarken daha sert, kalın ve koyuymuş gibi görünür. Aslında bu tamamen görsel ve dokunsal bir illüzyondur.

Ayrıca kısa tüyler daha koyu görünmeye eğilimlidir. Çünkü güneş ışığı veya odadaki ışık, uzun tüylerde olduğu gibi dağılıp dağılmaz; dolayısıyla kısa, yeni çıkmış tüy daha koyu tonda algılanır. Bunun yanı sıra henüz esneyip yumuşama şansı bulamayan tüy, parmaklarının ucunda daha sertmiş gibi hissettirdiği için, çoğu kişi “tıraş olunca kalınlaştı” diye düşünür.

Bilimsel olarak bakıldığında ise tıraş olmak, tüy foliküllerine (köklerine) etki etmez. Yani tüy ne daha hızlı büyür, ne daha kalınlaşır, ne de rengi koyulaşır. Tüyün kalınlığı, yoğunluğu ve rengi tamamen genetik faktörlere ve hormonal düzeylere bağlıdır.

Kısacası; yıllardır kulaktan kulağa yayılan “tıraş olursan tüylerin daha gür çıkar” söylemi aslında büyük bir şehir efsanesidir. Gerçekte tıraş, yalnızca geçici bir süre için tüylerin daha kaba, sert ya da koyu görünmesine sebep olur.

Bir dahaki sefere tıraş bıçağına uzanırken gönül rahatlığıyla şunu hatırla: Tıraş olmak tüylerini değiştirmez, seni değiştiren sadece bildiklerinin yanlış çıkması olur!

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir