Sokakta annesini kaybetmiş minicik bir kedi gördüğümüzde içimiz sızlar. Titreyen vücudu, ince miyavlaması, çaresiz bakışları kalbimize işler. Hemen elimizi çabuk tutar, bir kâse sütle koşarız yanına. Çünkü yıllardır kulağımıza kazınmıştır: “Küçük kediye süt verilir, iyi gelir.” Biz de öyle yapar, içimizi biraz olsun rahatlatırız. Oysa bu, iyi niyetli ama oldukça zararlı bir yanlıştır.
Kediler, özellikle yeni doğmuş ve birkaç haftalık olanlar, inek sütünü sindiremez. Çünkü laktoz intoleransları vardır. Yani sütün içinde bulunan laktozu parçalayacak “laktaz” adlı enzimi yeterince üretemezler. Bu da süt içtiklerinde midelerinde sancı, bağırsaklarında ishal ve vücutlarında su kaybı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. O minik beden, dışarıdan güçlü gibi görünse de aslında savunmasızdır. Bağışıklık sistemi henüz gelişmemiştir. Dolayısıyla basit bir mide bozukluğu bile onun hayatını tehdit edebilir.

Sütün ardından gelen ishal, minik kedilerde hızlı su kaybına neden olur. Bu, sadece halsizlik değil, aynı zamanda iç organlarda hasar, büyüme geriliği ve ölüm riskini de beraberinde getirir. İyilik yapmaya çalışırken istemeden zarar vermek, bizi en çok yaralayan şeylerden biridir. Çünkü bu zararın farkına çoğu zaman iş işten geçtikten sonra varırız.
Birçok kişi, iyi niyetle süt vererek onları beslediğini zanneder ama aslında onların hastalanmasına sebep olur. Süt, kediler için ne bir ilaçtır ne de anne şefkatinin yerini tutar. Onlara verilmesi gereken şey; petshoplarda, veteriner kliniklerinde ya da hayvan dostu kuruluşlarda bulunan özel formül kedi sütüdür. Bu süt tozları, anne sütüne en yakın içerikle hazırlanmıştır. Sindirimi kolaydır, içeriği dengelidir ve yavru kedilerin hassas sindirim sistemine uygundur.
Ayrıca yavru kediler beslenme sonrası gaz çıkarma, tuvalet uyarımı gibi özel ilgi ve bakım ister. Yani onları sadece beslemekle kalmamalı, aynı zamanda bir süreliğine annelerinin yerine geçecek kadar dikkatli ve bilinçli davranmalıyız. Doğru bilginin, sevgi kadar hayati olduğunu unutmamalıyız.
Kısacası, “küçük kediye süt verilir” düşüncesi, kulaktan kulağa yayılan tehlikeli bir bilgidir. Gerçek iyilik, doğru bilgiyle başlar. Onlara hayat vermek istiyorsak önce yeterince bilgi sahibi olmalıyız. Sadece merhameti değil, bilgiyi de taşıyan eller kurtarır hayatı.

